Ekonominin üçüncü çeyrek performansı belli oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ekonomi temmuz, ağustos ve eylül aylarını kapsayan dönemde yüzde 5,9 büyüme kaydetti.
Türkiye bu performansı ile G20 ülkeleri arasında en fazla büyüyen ekonomi oldu.
EKONOMİSTLER NE BEKLİYORDU?
AA Finans’ın beklenti anketine katılan ekonomistler, Gayrisafi Yurt içi Hasılanın (GSYH) 2023 yılının 3. çeyreğinde yıllık yüzde 5,19 arttığını öngörüyor.
İLK İKİ ÇEYREK RAKAMINA REVİZE
TÜİK ikinci çeyrek için daha önce yüzde 3,8 olarak açıklanan büyüme oranını yüzde 3,9’a revize etti. İlk çeyrekteki yüzde 3,9’luk büyüme de yüzde 4’e revize edildi.
HANGİ SEKTÖR NE KADAR BÜYÜDÜ?
Sektörlere bakıldığında üçüncü çeyrekte en hızlı büyüme yüzde 8,1 ile inşaat sektöründe görüldü.
Sanayi yüzde 5,7, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 5,1, hizmetler yüzde 4,3, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri yüzde 3,6, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,7, diğer hizmet faaliyetleri yüzde 2,2, bilgi ve iletişim faaliyetleri yüzde 1,7 ve tarım sektörü yüzde 0,3 büyüme kaydetti. Mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri ise yüzde 2,5 daraldı.
TÜKETİM HARCAMALARINDA YÜZDE 11,2 ARTIŞ
Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11,2 arttı. Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 5,3, gayrisafi sabit sermaye oluşumu ise yüzde 14,7 arttı.
İTHALAT YÜZDE 14,5 ARTTI
Mal ve hizmet ithalatı, üçüncü çeyrekte bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 14,5, ihracatı ise yüzde 1,1 arttı.
BAKAN ŞİMŞEK’TEN ‘BÜYÜME’ DEĞERLENDİRMESİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 ile beklentilerin üzerinde büyümesinin ardından değerlendirmede bulundu. Şimşek, “Sürdürülebilir yüksek büyümenin temelini güçlendireceğiz” mesajını verdi ve “Dış ticaret verileri cari açıktaki iyileşmenin devam edeceğine işaret ediyor” olarak belirtti.
Şimşek, şunları söyledi:
“Türkiye ekonomisi 2023 yılı üçüncü çeyreginde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 büyürken, mevsimsel düzeltilmis GSYH büyümesi bir önceki çeyrege göre yüzde 0,3 oldu. Ilk dokuz ayda büyüme yıllık yüzde 4,7 gerçeklesti. Üçüncü çeyrek itibarıyla yıllıklandırılmıs milli gelir 1 trilyon 76 milyar dolar seviyesine yükseldi.
Uyguladıgımız dezenflasyon programının finansal piyasalarda olumlu etkilerini gördük. Yatırımcı güveni arttı, ülkemiz risk primi düstü, uluslararası sermaye girisi basladı, rezervlerimiz güçlendi ve kur oynaklıgı azaldı.
Programımızın öngörüsü dahilinde büyümede daha dengeli bir kompozisyona dogru yol alıyoruz. Yılın ilk yarısına göre iç talebin büyümeye verdigi katkı 8,8 puandan 7,3 puana gerilerken, net dıs talebin negatif katkısı 4,9 puandan negatif 2,6 puana düstü. Bir önceki çeyrege göre özel tüketim daralırken; yatırım ve ihracat artıs gösterdi.
Dengelenmeye yönelik uyguladıgımız politikalar sonucunda Eylül ayında cari açıkta Mayıs’a göre yıllık 8,6 milyar dolar iyilesme saglandı. Ekim ve Kasım aylarına iliskin dıs ticaret verileri cari açıktaki iyilesmenin devam edecegine isaret ediyor.
Büyümede dengelenme, dısa bagımlılıgın azaltılması ve cari açıgın kalıcı olarak düsürülmesi için yüksek teknolojik ürünlerin üretimine yönelik yatırımları, ihracatçılarımızın finansmana erisimini ve hizmet ihracatımızı güçlü bir sekilde destekliyoruz. 300 milyar TL hacminde Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programını hayata geçirdik. Eximbank’ın sermayesini artırdık ve günlük reeskont kredi limitini 10 katına çıkararak 3 milyar liraya yükselttik. Son olarak, hizmet ihracatından elde edilen gelirlere saglanan kazanç istisnasını artıran düzenleme Yüce Meclisimizde görüsülüyor.
Isgücü piyasalarında olumlu görünüm devam ediyor. Üçüncü çeyrekte de istihdam artısı ve issizlik oranındaki düsüs devam etmistir. Eylül ayında mevsimsel düzeltilmis issizlik oranı yüzde 9,1 ile 2013 yılı Aralık ayından sonraki en düsük seviyesine geriledi.
Uyguladıgımız öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımıza; enflasyon ve cari açıkta kalıcı düsüs ve makro-finansal istikrar saglanıncaya kadar devam edecegiz. Böylece sürdürülebilir yüksek büyümenin temelini güçlendirecegiz.”